Page 95 - 8.SINIF TEMEL KİTAP TÜRKÇE
P. 95
Test 7
Parçada Anlam
3. Eskiden her mahallenin kendine özgü bir havası vardı. 5. Aşağıdakilerin hangisinde anlatım farklı bir kişi ağ-
Şimdi ise birbirinin kopyası aynı tiple, soğuk, cansız bin- zından yapılmıştır?
lerce apartman; ruhsuz beton kütleleriyle bütün şehirleri A) Yüzlerce, belki binlerce senelik zeytin ağaçlarının
aynılaştırmış, şehirlerin, mahallelerin ruhu yok olmuştur. arasında uzanan, çukur, iki yanı ağaçlar ve böğürt-
Artık her yer aynı ve hiç kimse bir yere ait değil. Mahal- lenlerle örülü yolda ağır ağır yürüyordum. Arkamda
leler kendine özgü kimliği olan ve yine dinî / sosyal mer- yükselen güneş, gölgemi uzaklara kadar götürüyor.
kezler, küçük çarşılar, çeşmeler, küçük imalathaneler ile Deniz tarafından yüzüme doğru esen hafif fakat se-
birlikte “kendine yeterli yerler” idi. Her mahalle birbirin- rin bir bahar rüzgârı, bana kasabadan uzaklaştığımı
den bir duvarla olmasa bile bir ağaçlık bölge ile ya da bir hatırlatıyordu.
dere gibi tabii bir engelle ayrılıyordu. Mahallede kendili- B) Zeynep, oğlunun geleceği saati hesaplayıp ekmek-
ğinden bir otokontrol vardı çünkü herkes birbirini tanır, leri kızartmış, üzerine portakal marmelatını sürmüş,
yabancılar derhal fark edilir, asayiş kolayca sağlanırdı. sütü de ısınmaya ateşin üzerine koymuştu. Süt ka-
Bu parçanın dil ve anlatımı ile ilgili, barıp taşmış, ekmekler kuruyup bayatlamıştı. Ne
I. Mecaz anlamlı sözcük kullanılmıştır. gelen vardı ne giden. Meraklanmıştı. Çoktan evde
olması gerekiyordu oğlunun.
II. Öyküleme tekniği kullanılmıştır.
C) Yeniden bahar olsa… Komşuların sıcak gülüşüyle
III. Gerekçeli anlatıma başvurulmuştur.
aydınlansa odalar. Arka bahçede çiçeklerin arasın-
yargılarından hangileri söylenebilir? da bir türkü söylese. İsmail Efendi; domatesleri, bi-
A) I ve II B) I ve III berleri, gülleri gözden geçirse, ortancaların yanına
C) II ve III D) I, II ve III bir iskemle atıp gölgeli serinlikler içinde sabah kah-
vesini içse…
D) Beline dayalı yumruklarıyla patoza yaklaştı, durdu.
Çatık kaşlarıyla işe bakıyordu. Kızgın güneşin altın-
da desteciler kan ter içindeydiler. İnsan dayanışının
çok üstünde bir sıcak, ter, kaşıntı. En çok da kaş-
lardan gözlere süzülen tuzlu ter yakıyor, sonra da
kızgın toprağa kan damlaları kıvamında düşüyordu.
4. Önemli bir Galatasaray-Fenerbahçe maçı…
Herkes salonda pürdikkat, bağıra çağıra maçı seyredi-
yor. Elbette ilkokul çağına gelmemiş bir çocuğun, bir 6. Bir zamanlar dünyanın en büyük hazinelerine sahip bir
futbol karşılaşmasındaki kritik pozisyonları hissetmesi hükümdar varmış. Öyle ki hazinelerinin büyüklüğü ve
ihtimal dâhilinde değil. Dolayısıyla ben de bütün çocuk- ihtişamı dillere destanmış. Herkes ona imrenir, onun ye-
luğumla en önemli pozisyon gol olmaktayken televiz- rinde olabilmek istermiş. Ne var ki gün gelmiş hükümdar
yonun önünde oynamaya karar veriyorum! Maç izleyen amansız bir hastalığa tutulmuş.
grup bir ağızdan öyle yüksek perdeden bağırıyor ki yü- Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi
reğim ağzıma geliyor! söylenebilir?
Bu parçada aşağıdaki hikâye unsurlarından hangisi- A) Tartışma yöntemi kullanılmıştır.
ne yer verilmemiştir?
B) Üçüncü kişi anlatımı kullanılmıştır.
A) Mekân B) Kişi C) Benzetmeden yararlanılmıştır.
C) Olay D) Zaman D) Tanık göstermeye başvurulmuştur.
93