Page 113 - PR PARAGRAF
P. 113
2. BÖLÜM ANLATIM TEKNİKLERİ PARAGRAF REHBERİ
8. Edebî eserlerde okuru etkilemek, okuyanda güzellik hissi uyandırmak için yapılan betimlemelere izlenimsel (sanatsal) betim-
leme denir. Bu betimlemede varlıkların nitelikleri, bu niteliklerin duyularımız üzerinde uyandırdığı izlenimler belirtilir. Görsellik-
ten çok, izlenim ve sezgilerin ağır bastığı sanatsal betimlemede yazar, anlatımına duygu ve yorumlarını katar.
Bu metne göre aşağıdakilerin hangisinde izlenimsel (sanatsal) betimleme yapılmamıştır?
A) Güneşin son ışıkları baygın öpüşlerle Kanlıca tepelerini yalıyor. Ta ötede, Beykoz’dan ağır akıcılıkla gelen beyaz bir bulut
parçasının bir kenarı, donuk şişe beyazlığı ile parlarken altında geniş bir çizgi yavaş yavaş koyulaşan bir gölge biçiminde
duruyordu. Bu tatlı kış gününden yararlanarak Boğaz’ın durgun sularını okşayan sandallar, kayıklar geçiyordu.
B) Köyde iki günden beri olağanüstü zamanlara özgü bir hâl var. Bayram mı? Hayır, çünkü hiç kimse yeni giysilerini giyme-
miş. Biri mi evleniyor? O da değil. Yalnız herkes işini gücünü bırakmış, şunun bunun evinde, hemen hemen gizli diyebi-
leceğimiz birtakım toplantılar da... Sonra genel bir avarelik, bir kendinden geçiş, gözlerde hiç görmediğim pırıltılar...
C) İlkyaz sonuydu. Yaz başlıyordu. Toprak gerilmiş, cümle otlar, ekinler dirilmişti. Çiçekler küskün değildi artık. Dağın yük-
seklerinden deniz görünürdü. Dokunsan parmakların ıslanacaktı sanki. Lakin denize ulaşmak at sırtında bir günlük yol.
Toprağın buğusu, ağaçlara yükseliyor ağaçları onulmaz bir sis gibi sarıyordu.
D) Kapıda yaşlı bir adam belirdi. Üzerinde biraz eski, açık mavi bir takım elbise vardı. Ceketin üst cebinde üçgen şeklinde
kıvrılmış mendil, kravatıyla aynı renkteydi. Yer yer ağarmış saçlarını sol tarafa yatırmış, hâlâ siyahlığını koruyan bıyıklarını
üst dudağının üzerini kapatacak şekilde bırakmıştı.
9.
Kasım ile mayıs ayları arasında yağan bereketli yağmurlar sayesinde yemyeşil çimenlerle donanan Kozbeyli’nin çev-
resi koyun ve keçi sürülerinin de yürüyüş yapmaktan hoşlandığı bir yer. Köyü çevreleyen ormanlar, ağaç ve yabani
bitkilere meraklılar için zengin bir doğal park ortamı sunuyor. Asırlık çam ağaçlarının gölgesinde büyümüş meşeler,
su kenarlarında açmış çiçekler, kayalar arasındaki mağaraların kapılarına süs olmuş dağ çilekleri, patika yolun iki
tarafını kaplayan kekikler ve düzlüklerde coşan semizotları bu cennet bölgeye hayat katıyor.
Bu metnin anlatımıyla ilgili,
I. Öyküleyici anlatımdan yararlanılmıştır.
II. Açıklayıcı anlatım tekniğinden faydalanılmıştır.
III. Betimleyici ögelere yer verilmiştir.
yargılarından hangileri söylenebilir?
A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve III D) I, II ve III
10. Üstü başı kir pas içindeki küçük çocuk, bizden tarafa döndü. O anda gözlerinden iki şeffaf damlanın yanakları üzerinde yu-
varlandığını gördüm. Göğsü, boğucu hıçkırıklarla inip kalkıyor; o küçük yanaklarına bir kırmızılık yayılıyordu. Küçük çocuk,
biraz sonra çekingen adımlarla sobanın yanına kadar geldi. Bir ayağı kırık, eski bir sandalyenin kenarına ilişerek anlayamadı-
ğım bir şeyler söyledi. Gözlerinden yaşlar akarken ellerini yanan odunun ısısıyla kıpkırmızı olan sobanın etrafında gezdirdi.
Bu metinde aşağıdaki anlatım yöntemlerinden hangileri kullanılmıştır?
A) Tartışma-açıklama B) Öyküleme-açıklama
C) Betimleme-tartışma D) Öyküleme-betimleme
111