Page 21 - LGS TÜRKÇE SB
P. 21
YABANCI SÖZCÜKLERİN TÜRKÇE KARŞILIĞI / GEÇİŞ VE
TEST 8 BAĞLANTI İFADELERİ 1. BÖLÜM
1. Geçenlerde gazete okurken şöyle bir cümleye denk geldim: “Akıllarda ve kalplerde entegrasyon sağlanamadı.”
Karşılığının Türkçede bütünleşme olduğunu bildiğimiz entegrasyon sözcüğünün kullanılması şık olmamış. Anlaşılan
yazar, gazetesinde “Toplum olarak akılca, yürekçe bütünleşemedik.” demek istemiş. Düşünüyorum da Türkçe karşılığı
olan yabancı sözcüklerin kullanılması, birçoğuna belki aykırı gelmiyordur. Ancak Türk dili üzerinde düşünen biri için böyle
kullanımların tepkiyle karşılanacağı bilinmelidir. “Lisan”dan “dil”e geçerken geldiğimiz düzey bu olmamalıdır.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada dile getirilen soruna dair çözümlerden birisi olamaz?
A) Yunancada “genel duyuru” anlamına gelen, Latincede ise “pro” ile “graphein” sözcüklerinden oluşan “progamma”
Fransızcaya “programme” olarak geçmiş, oradan da aynı okunuşla dilimize girmiştir. “Program” yapılacak işlerle iz-
lenecek yöntemleri belirleyen, ayrıca kendisinin de izlenmesi gereken bir belge ya da düzenlemedir. Program karşılı-
ğında, sözcüğün anlam özelliği göz önünde bulundurularak, ayrıca “güvence”, “gerekçe”, “eğlence”, “söylence” gibi
sözcükler de örnek alınarak “izlence” karşılığı önerilmektedir.
B) Yunancada “bios” yaşam, “graphe” yazı demektir. Bu sözcüklerden oluşan Fransızca “biographie” bir kişinin, bir
yazarın yaşamını anlatan yazı ya da yapıt demektir. Dilimize de bu anlamıyla geçmiş olan biyografi sözcüğüne anlamı
göz önünde bulundurularak “yaşam öyküsü” karşılığı uygun görülmektedir.
C) Arapça ve Farsçadan dilimize giren birtakım kelimelerle özel adlarda bulunan ince g, k ünsüzlerinden sonra gelen
a ve u ünlüleri üzerine düzeltme işareti konur: dergâh, karargâh, tezgâh, yadigâr; dükkân, hikâye, kâğıt, Hakkâri, Kâ-
zım; gülgûn, mahkûm, sükûn, sükût vb. Kişi ve yer adlarında ince l ünsüzünden sonra gelen a ve u ünlüleri de düzeltme
işareti ile yazılır: Halûk, Lâle, Nalân; Balâ, Elâzığ, İslâhiye, Lâdik, Lâpseki, Selânik vb. Ayrıca yazılışları bir, anlamları ve
söylenişleri ayrı olan kelimeleri ayırt etmek için okunuşları uzun olan ünlülerin üzerine de düzeltme işareti konur: adem
(yokluk), âdem (insan); adet (sayı), âdet (gelenek, alışkanlık) sözcükleri bu duruma örnek gösterilebilir.
D) “Bir yere koymak” anlamına gelen ve Latince olan “deponere” sözcüğü, Türkçeye “depo” olarak ve Fransızcadaki
karşılığıyla yani “eşyanın korunmak üzere konulduğu yer” anlamıyla geçmiştir. Bu sözcüğe, görev ve anlamı göz
önünde bulundurularak “korumak” sözcüğünden türetilen “koruncak” karşılığı tavsiye edilmektedir.
2.
Bir Türk vatandaşının Türkçede “sohbet/ söyleşi” gibi çok güzel iki sözcük varken bunları atıp yabancı dilden
alıntı olan “chat” sözcüğünü kullanması, Türk diline yapılmış bir saygısızlıktır.
Aşağıdakilerden hangisinde bu durumu örneklendiren bir kullanıma yer verilmiştir?
A) Çocukluk dönemindeki agresif davranışlar, kontrol altına alınmadığında daha büyük sorunlara yol açar.
B) Çocuklar, önlerine konulan yapbozları tamamlayıp yarışı kazanabilmek için büyük bir çaba sergiliyordu.
C) Dedem, konağın girişindeki meyve ağaçlarını ve rengârenk çiçekleri her sabah büyük bir özveri ile suluyor.
D) Ödevlerimi bitirdikten sonra arkadaşlarımla saklambaç, körebe, mendil kapmaca gibi oyunlar oynarım.
3. (I) Kuşları, özellikle de muhabbet kuşlarını çok severim. (II) Bu nedenle evime biri yeşil, diğeri mavi iki minik muhabbet
kuşu aldım. (III) Her akşam onlarla sohbet ediyor, onları kendi ellerimle besliyorum. (IV) Bu tatlı hayvanlar bütün derdi,
kederi, üzüntüyü alıveriyorlar benden.
Bu metindeki numaralanmış cümlelerin hangisinde geçiş ve bağlantı ifadesi kullanılmıştır?
A) I B) II C) III D) IV
19

