Page 100 - 7. SINIF TK SOSYAL BİLGİLER
P. 100
Test-3
HER YENİLİK GELECEĞİMİZE BİR KATKIDIR
7.
Skolastik düşünceye göre: Pozitif düşünceye göre ise:
• Dünya evrenin merkezindedir. • Dünya evrenin bir parçasıdır. Evreni tanımak
• Kilise, evrenle ilgili bütün bilgilere sahiptir. Her şey için araştırmak gerekir. Evren bilinmeyenlerle
bilinmektedir. Yeni şeyler bulmak imkânsızdır. Kili- doludur.
senin dediği her şey doğrudur. Kiliseye karşı çık- • Gelişime ayak uydurabilmek için bilimsel araş-
mak yanlıştır. tırmalara ihtiyaç vardır.
• Deney ve gözleme gerek yoktur. Kilise bilinmeyen- • Bilgilerin doğruluğu ancak deney ve gözlem ile
leri açıklamaktadır. ispat edilebilir. Bu nedenle akıl ön planda tutul-
• Skolastik düşünce özgür düşünceyi yasaklayarak malıdır.
bilimsel gelişmelerin önünü kapatmıştır. Kilisenin • Pozitif düşünce insanların serbestçe düşünme-
söylediklerine karşı gelenler en ağır şekilde yargı- sine ve bilimsel çalışmalar yapmasına fırsat ve-
lanmıştır. rir. Durağanlık ya da yasaklar yoktur.
Verilen bilgilerden hareketle skolastik düşünce ile pozitif düşünce karşılaştırıldığında;
I. Skolastik düşünce, kilisenin her türlü bilgiye sahip olduğunu iddia ederken pozitif düşünce, araştırmanın önemini vur-
gular.
II. Pozitif düşünce insanların özgür bir şekilde araştırma yapmasına fırsat tanırken skolastik düşünce, bunu reddeder ve
kilisenin sözünden çıkılmamasını ister.
III. Skolastik düşünceye göre deney ve gözlem gereksizdir. Çünkü kilise bilinmeyenleri açıklayabilir ancak pozitif düşün-
ceye göre gerçeklere ulaşabilmek için deney ve gözlem gereklidir.
yargılarından hangisine ulaşılabilir?
A) I ve II B) I ve III C) II ve III D) I, II ve III
8.
Her ne kadar Orta Çağ için karanlık bir dönem denilse de aslında insanlığın gelişimindeki kimi yeniliklerin tohum-
ları o zaman atılmıştır. Kilisenin baskın gücüne ve Avrupa’ya uyguladığı korku imparatorluğuna karşın, kimi cesur
insanlar cezalandırılmayı göze alarak kilisenin öğretilerine karşı çıkmışlardır. Ve bu sayede Reform, Rönesans,
Aydınlanma Çağı ve devamında gelen birçok güçlü değişiminin önü açılmıştır. Dinin insanlara dayattığı birçok
doğru, dünyanın tepsi gibi düz olduğu, Güneşin, Dünya’nın çevresinde gidip geldiği vb. gibi fikirler gerçekliğini
yitirmeye başlamış ve bilimsel verilerin ışığında gerçek doğrulara ulaşılmaya başlanmıştır. Tüm bu gelişmeler ışı-
ğında kilisenin gücü günden güne zayıflamış ve bir süre sonra insanlığın gelişmesinde önünü tıkadıkları birçok
düşünce biçimi Reform hareketleri ile modern bir din algısına yerini bırakmıştır. Sonuç olarak Avrupa’nın geldiği
nokta, aslında aydınlanma yolunda verilen yüzlerce yıllık bir emeğin sonucudur.
Yukarıdaki paragrafa bakılarak Avrupa’daki Aydınlanma sürecinin oluşumu ile ilgili hangisi söylenemez?
A) Dinin ve kilisenin baskın gücüne karşı tepki olarak çıktığı
B) Gerçekliği olmayan inanışların yıkılmaya başlandığı
C) Tüm dünyayı etkisi altına aldığı
D) Var oluş sürecinin çok uzun yıllara yayıldığı
129

